Want to make creations as awesome as this one?

eTwinning Projesi

Transcript

eTwinning Projesi

DEĞERLERİMLE VARIM

  • HOŞGÖRÜ
  • ÇALIŞKANLIK
  • DAYANIŞMA
2021

''HİKAYELERDE BULUŞALIM''

''HOŞGÖRÜ''

SAİT SABRİ AĞAOĞLU ANADOLU LİSESİ FATMA GÜNDÜZ

REFİYE NUR CANBAZ EFE MEHMET VEHBİ BOLAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

HOŞGÖRÜ İLE GELEN DOSTLUK

Güneşli, güzel bir pazar günüydü. Ayşe kahvaltısını yapmış, pencerenin önüne oturup sokaktan geçenleri seyrediyordu.Oturdukları mahallede kendi yaşıtı olmadığı için sokağa oyun oynamak için pek fazla da çıkamıyordu. Bu yüzden hem yalnız hissediyor hem de ailesine bu konuda şikayet ediyordu.

Yine böyle sokaktan geçenleri seyre daldığı bir günde, evlerinin önüne bir kamyon yanaştı. Hemen arkasından da bir araba geldi.O da neydi mahalleye yeni bir komşu mu taşınıyordu. Evet evet yeni bir aile hem de kendisi gibi küçük bir kız çocuğu da vardı. Ayşe çok meraklandı. Acaba bu yeni arkadaşının adı neydi, kaç yaşındaydı, nereliydi, okula gidiyor muydu, nasıl biriydi ?kafasında bir sürü sorular dolaşıyordu. Bir gün Ayşe evde oyuncakları ile oynarken kapının zili çaldı. Ayşe koşarak heyecanla kapıyı açtı. O da kim yeni komşularının kızı idi. - Küçük kız utangaç bir tavırla; "Merhaba, bahçenize topum kaçtı alabilir miyim?" diye sordu.

- Ayşe meraklı bakışlarla: "Merhaba, sen yeni komşumuzsun değil mi? Tabiki de alabilirsin." dedi.- Küçük kız bakışıyla onaylayarak; "Evet yeni taşındık." dedi. - Ayşe sevgi ve mutlu dolu bir tebessümle : "Hoşgeldiniz mahallemize, ben Ayşe." dedi. -Küçük kız gülümseyerek: "Hoşbulduk bende Maria." dedi. Arkasından da "Birlikte top oynayalım mı?" diye Ayşe'ye sordu. - Ayşe, heyecanla annesinin onaylayan bakışlarını görür görmez; "Evet, neden olmasın, çok mutlu olurum." dedi.İşte o gün Ayşe ve Maria'nın dostluğu böyle başlamıştı.

Ayşe hızla ayakkabılarını giyip bahçeye çıktı. Yeni arkadaşı olduğu için çok mutluydu. O gün akşama kadar birlikte oyun oynadılar. Akşam eve gittiklerinde Ayşe ailesine, yeni arkadaşından bahsediyordu. Ayşe o gün mutluluktan uyuyamamıştı. Ertesi gün pencereden dışarıyı izlerken Maria'nın onu çağırmasını bekliyordu. Fakat Maria, gelmemekle beraber dışarı bile çıkmamıştı. Diğer gün Ayşe ve Maria sokakta karşılaştılar. Maria, Ayşe'ye onunla oynayamayacağının söyledi. Ayşe çok üzülmüştü. Ayşe eve geldiğinde ağlıyordu. Annesi olanları anlamıştı. Onunla konuşmak istedi. -Ayşe'nin annesi biraz sustuktan sonra konuştu: "Ayşecim yeni arkadaşın seninle oynamadığı için çok üzgün olduğunun farkındayım. Fakat bizim inançlarımız Maria ve ailesinin inançlarından farklı olduğu için görüşmenizi istemiyor olabilirler." Bunun üzerine Ayşe akşama kadar odasına kapandı, çok üzülmüştü.

Ayşe birkaç gün Maria'nın gelmesini bekledi, fakat Maria gelmedi. Sadece birkaç defa ailesinin yanında gördü Ayşe arkadaşını. Birkaç gün sonra Ayşe ve ailesi yemekte iken kapı çaldı. Ayşe hemen gidip kapıyı açtı. Karşısında Maria'yı görünce çok sevindi. Fakat Maria'nın arkasında polisler vardı. Ayşe ve ailesi polisleri görünce çok şaşırdı. -Polislerden birisi Maria'nın elinden tutup Ayşe'nin babasına: ''İyi günler efendim verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz, ama yan komşunuz ve eşi ufak bir kaza atlattı. Hastaneden yarın çıkacaklar küçük kız hastaneye alınmadığı ve gidecek kimsesi olmadığı için bir günlüğüne sizde kalabilir mi?" -Ayşenin babası : ''Tabi ki '', dediği an Ayşe Maria'nın elinde tutup koşarak odasına götürdü ve odasını dolaştırdı. Ertesi gün Ayşe ve Maria oyun oynarken kapı çaldı, birlikte kapıya koşturdular.

Kapıda Maria'nın ailesinin olduğunu gören Ayşe üzüldü, bunun üzerine Ayşe'nin annesi Maria'nın ailesini içeri davet etti, teklifi kabul edince birlikte içeri girdiler. Maria'nın ailesi , Maria'nın Ayşe ile oynamasına izin vermedikleri için pişman olduklarını ve bundan sonra istediği zaman oyun oynamaya gelip gidebileceğini söyledi. Bunun üzerine Maria ve Ayşe çok mutlu oldu. Daha sonra Maria ve ailesi izin alıp evlerine gittiler. Ayşe bütün gün mutluluktan havalara uçtu. O günden sonra Ayşe ve Maria her gün birlikte oynamaya, birlikte okula gidip gelmeye, birlikte eğlenmeye başladılar. Çok yakın arkadaş olmuşlardı, aileleri de bu durumdan memnundu ve onlarda atık görüşüyorlardı. Ayşe ve Maria birlikte büyüyüp birer yetişkin kız olmuşlardı; ortaokulu ve liseyi birlikte bitirmişlerdi.

Üniversiteye birlikte gitmeye hazırlanıyorlardı. Ayşe her konuştuklarında çocukluğundan ve iyiki Maria'la tanıştığından, Maria'da Ayşe'yi tanıdığı için mutlu olduğundan bahsediyordu.

SİBEL ÖZDEMİR AKÇAMANHAFSA SULTAN MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

SELÇUK İLERİHALİT TOKUL ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

''DAYANIŞMA''

Yaz sıcağında ter içinde kalmıştım. Hava az esse de bana bir faydası yoktu. Bu yaz sıcağında susuz bir haldeydim.Biraz dinlenmek için ağacın gölgesine oturdum. Biraz dinleneyim derken gelen konvoy gibi arabaları gördüm buraya geliyorlardı. Arabalardan inen insanlar ellerindeki cihazlarla bir şeyler ölçüyorlardı. Bende ne olduğunu öğrenmek için yanlarına gittim. Büyük bir şirketin nükleer santral yapacağını söylediler.

BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR

Tarlayı sürmeye devam ettim. Ama bir merak vardı içimde, nükleer santral ile ilgili. Acaba zararlı mı olur faydalı mı? İşim bitmişti, zaten güneş de batıyordu. Eve gittiğimde aldığım haber şuydu. "Duydun mu artık köyümüze elektrik geliyormuş." Belli ki şimdiden küçük bir heyecan sarmış köyümüzü. Yapılması planlanan santral alanı köyümüzde yüzlerce dekar verimli arazimizin elimizden gitmesine sebep olacaktı. Bunu sadece bir şekilde önleyebilirdik tüm köy halkı birlik olarak. Ceketimi kapıp köy kahvesine olanları anlatıp plan yapmak için yola koyuldum. Kahveye gittiğimde bir de ne göreyim köylüler ikiye ayrılmış bir taraf nükleer santralin olmasından yana bir tarafta olmamasından yana. - Köyün ileri gelen, herkesin saygı duyduğu köyün dedesi olaya müdahale etti ve dedi ki "Sayın köylüler yarın köy okulunda seçime gidelim.” köyün dedesine hiçbir kimse karşı çıkmamıştı olması gerekende buydu.

Ertesi gün seçim sandığının başında köyün önde gelenlerinden Çandar Nafiz ve Yel Musa herhangi bir hile hurdaya karşı hazır bekliyorlardı. Firmanın maaşa bağladığı köylüler oyunu kullanmak için gelen herkesin etrafını sarıyor, akıllarını çelmeye çalışıyorlardı. Gidişat kötüydü. - Köy muhtarı "nasıl yapmalı, ne etmeli?" diye söylenip duruyordu. Bir anda kafasını kaldırdı ve buldum! diyerek sandalyesinden havaya sıçradı. Firmanın sahipleriyle bir şekilde konuşup yapılacak olan nükleer santralin boşta olan daha az verimli arazilere yapılarak köylünün de firmanın da yararına çevirilebilceği fikri gelmişti aklına. Böylece iki taraf da zarar görmeden sorun çözülmüş olacaktı. Ama patron görüşmek istemiyordu. Muhtar düşündü ve eğer köylüyle birlik olursa onları dinleyeceklerini düşündü. Bunun üzerine Çandar Nafiz ve yel Musa ile konuşmaya karar verdi. Hemen toparlanıp yola çıktı. Birlikte bu işin üstesinden daha kolay gelebilirlerdi.

Bizim bu şirket yöneticilerine karşı verimli topraklarımızı kurtarıp onları daha verimsiz topraklara karşı yönlendirmeliyiz ve bunu yaparken küçük küçük oyunlar yaparak planlamalıyız. Bu durumu merak eden Çandar Nafiz ve Yel Musa hemen muhtara yardım etmek için muhtarı can kulağı ile dinler. Muhtar firma yetkilerine köylünün istemediğini ama isterlerse başka yerleri göstererek yardımcı olacaklarını söyler. Firma yetkilileri muhtarın söylediği yerleri kabul ederek nükleer santrallerini kurmaya başlarlar.

MUSTAFA YANMAZ EDREMİT SANİYE BALYA MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

BİRSEL TUNÇKONAK ÖZEL EĞİTİM MESLEK OKULU

CEYLAN UYGUTALPKONAK ÖZEL EĞİTİM MESLEK OKULU

''ÇALIŞKANLIK''

ÇALIŞMAK İSTİYORUM

Ben Ayşin 11. sınıfa gidiyorum. Görme engelliyim. Benim hayatım sizinki kadar kolay değil. Çalışmak ve başarmak istiyorum fakat başta ailem olmak üzere herkes bana engel oluyor. Yapabileceklerimin farkında bile değiller. Kimse bana güvenmiyor. Okuluma servisle, gitmem gereken diğer yerlere annemle gidip geliyorum. Staj yapmam gerekiyor oraya nasıl gideceğim? Peki ben nasıl özgür olacağım?

Bu sorunlar beni çok üzüyor, son zamanlarda çok mutsuzum. İstediklerimi yapamayacaksam neden yaşıyorum?Annemle her konuştuğumuzda çözümü olmayan aynı şeyleri duymaktan çok sıkıldım. - ''Yolda gider gelirken başına bir şey gelir. Çalışacağın yerde bir sürü erkek olacak, hem sonra komşular, akrabalar "görmeyen çocuğu çalıştırıyorlar"derler ele güne rezil oluruz. Sen başaramazsın, çalışamazsın, yorulursun, üzülürsün.'' diye hep söylenirdi.

Artık bunları duymaktan çok sıkıldım ve ben kararımı verdim. Staja gideceğim, çalışacağım ama nasıl?Düşündükçe anladım ki tüm bunlara cevabı, harekete geçmekle bulacağım. İlk olarak beni her an koruyup kollayan anneme, içimdekileri anlatmakla başlayacağım. Biliyorum, o benim yeryüzündeki koruyucu meleğim. Onu incitmeden anlatmalıyım tüm bunları. En büyük engelin içimizdeki korkular ve harekete geçmemek olduğunu, toplumda bir birey olarak insan olarak var olduğumu sakındıkça en büyük

engelimin görme değil; hayatımı gönlümce yaşayamamak olacağını anlatacağım. "Tüm çiçekleri kopartabilirler; ama yine de baharın gelmesini asla engelleyemezler. " demiş Pablo Neruda. Benim de bugünden itibaren, yaşamak denilen mucizeyi ve o mucizenin bize sunduğu nimeti tüm engellere rağmen gelmesi engellenemeyen baharlar olarak benimseyip ona uygun bir duruş geliştirmem gerekiyor, gereklidir! Artık, başarabileceğimden emin olarak adımımı atıyorum. Merhaba hayat!

Hazırlayan Fatma GÜNDÜZ SAİT SABRİ AĞAOĞLU ANADOLU LİSESİ

''HİKAYELERDE BULUŞALIM'' ortak çalışmamızda değerlerimizle ilgili hikayeleri hem yazarken hem de Sorumluluk, Yardımlaşma, Dayanışma ve Çalışkanlık değerlerimizde farkındalık oluşturmak istedik. Emeği geçen öğrenci ve öğretmenlerimize teşekkür ederim.